Geçmişten günümüze doğru geldiğimizde, bağlamanın çok eski yıllardan bu yana kullanıldığını görmekteyiz. Özellikle milattan önce 1500 ve 1600’lü yıllarda bağlamanın kullanıldığına dair çok ciddi bilgiler vardır. Anadolu bölgesinde milattan öncesinden kalma, bir çok bağlamaya benzer bir çok enstrüman bulunmuştur. Gördüğünüz gibi bağlama, dünyanın en eski enstrümanlarından biridir. Bu köklü tarihe baktığımızda ise bağlamaların günümüzdeki bağlamalardan çok farklı görünmesidir. O yıllarda zımpara iyi yapılamadığı için biraz kopuzu andırmaktadır. Türk tarihinde ve Orta Asya’da ciddi öneme sahip olan bağlamalar eski Türk boyları tarafından da yoğun olarak kullanılmıştır. Ayrıca Dede korkut hikayelerinde de bağlamadan çok sık bahsedilmektedir.
Bağlama adına, ilk olarak 18. yüzyıl metinlerinde rastlanır. Bu dönemde Anadolu ya gelen Jean Benjamin de Laborde, seyahatnamesinde, “Bağlamanın biçimi tıpkı Çöğürünki gibi, ama ondan daha küçüktür … ” der.
Eski yıllarda bağlama için standartlaşmış kavramlar bulunmazken, günümüzde bağlamalar artık türlerine göre ayrılmaktadır.
Bağlama Türleri
- Meydan Sazı
- Divan Sazı
- Çöğür
- Bozuk
- Aşık Sazı
- Tambura
- Cura
- Bindung mit langem Griff
- Bindung mit kurzem Griff
Yukarıda belirtmiş olduğumuz bağlama çeşitlerini, çok uzun yıllardır üreterek sizlere sunmaktayız. Bağlama türleri yörelerine ve çıkardıkları seslere göre isim kazanmıştır. Örneğin baktığımızda meydan sazı meydanlarda çok gür bir ses çıkardığı için bu isim halk tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Bağlama tüm ezgilere ve çok etkili bir sese sahip bir müzik aletidir. Bağlamanın özellikleri arasında en önemlisi şekil değiştirmeyen ağaçlardan yapılmasıdır. Bu yüzden bağlama yapılırken bu işi gerçekten iyi bilen ustalar tarafından yapılması gerekliliğini arttır. Milattan önceye dayanan bağlama öyküsü günümüzde hala herkes tarafından ilk gün ki gibi sevilmektedir.